30 Nisan 2008 Çarşamba

Bukalemunlar Hakkında Bilgiler


Özellikleri [değiştir]Chamaeleonidae familyasını diğer kertenkelelerden ayıran en önemli özellik, ayakların, dilin ve gözlerin alışılmadık biçimleri ve renk değiştirme özelliğidir. Vücutları yanlardan basıktır. Dilleri boylarının yaklaşık 1-1,5 katı uzunluğunda, hareketli ve yapışkandır. Gözler bağımsız hareket eder, biri yukarı bakarken diğeri aşağıya bakabilir. Göz kapakları kalındır. Kolaylıkla renk değiştirirler. Derilerini sarı, yeşil tonları, kırmızı tonları, kestane rengi ve siyaha çevirebilirler, benekler, çizgiler oluşturabilirler. Uzunlukları 8-60 cm. arasında değişse de genelikle 30 cm. civarındadır. Çok yavaş yürürler. Ayakları ve kuyrukları dalları kavrayabilir.

Kartallar Hakkında Bilgiler


Özellikleri
Kanatları ve kuyrukları geniş ( bkz. Haliaeetus kartalları) bacakları tüylü (bkz. yılan kartalı) iri yırtıcılardır. 2-3 yılda ergenliğe ulaşırlar. Uçuşta sıkça dönerek yükselirler, belirgin parmakları (el teleklerinin uçları) yukarı kıvrılır. Ormanlar ve dağlarda yaşarlar. Kaya girintilerinde ve ağaçlarda yuva yaparlar. Kartallar tek eşlidir. Yaşamları boyunca eş değiştirmedikleri gibi her yıl aynı yuvayı kullanırlar. Yuvaları genellikle kolay ulaşılamayacak yerlerdedir. Yuvayı bıraktıkları bir ya da birkaç yumurtanın kuluçka dönemi altı-sekiz hafta sürer. Yavruları yavaş gelişir ve ancak üç ya da dört yaşına giren kartalların erişkinlere özgü tüyleri çıkar.


Dinozorlar 100 milyon yıldan fazla bir zaman kara hayatına egemen olmuş hayvanlardır. Dinozor, Yunancada korkunç kertenkele anlamına gelen iki sözcüğün birleştirilmesinden oluşturulmuştur. Bunun nedeni, geçmişte bilimadamlarının dinozorları bir cins kertenkele sanmalarıdır. Türkçede yaygın fakat yanlış olarak dinazor diye yazıldığı da olur. Dinozorlar yeryüzünde ilk kez 200 milyon yıl önce göründüler. 65 milyon yıl önce ise, çok sayıda dinozor türünün nesli tükenmişti.
Yeryüzünde çok sayıda dinozor türü bulunmaktaydı. Bunlardan kimi bitkilerle beslenirken, kimi et yiyordu. En kalabalık otçul dinozor türleri, apatosaur ve brachiosaur idi. Bunlar gelmiş geçmiş en büyük hayvanlardı. Örneğin apatosaur 30 ton ağırlık ve 21 metre uzunluğa ulaşabiliyordu. Diğer otçul dinozorlar, kendilerini etçil dinozorlardan korumaya yarayacak özel silahlara sahipti. Örneğin triceratop, başında üç boynuz taşırken, ankylosaur çıkıntılı kemiklerle korunuyor, stegosaurus’un kuyruğunda ise sivri dikenler bulunuyordu.

Kelaynaklar Hakkında Bilgiler

Kelaynaklar ya da Aynakgiller (Threskiornithidae), Leyleksiler takımına, karada ve sulak alanlarda yaşayan kuşları kapsayan bir familyadır. Daha önceleri "Plataleidae" olarak bilinen bir gruptur. Her iki altfamilya üyeleri de, akrabaları balıkçıllar ve leylekler gibi uzun bacaklı kuşlardır. Kanatları uzun, ve başlangıçta 11, sonraları 20 tüylüdür. Güçlü uçucululardır ve cüsselerine göre iyi süzülürler. Vücut ve boyun uzamaya meyillidir. Gagaları uzun, bazı türlerde kıvrıkdır. Tüm dünya çapında yayılış gösterirler. Tatlısu kaynakları ya da acı sular da bulunabildikleri gibi, bazı türler kurak alanlarda da bulunabilirler. Küçük omurgasızlar ve omurgalılar besinlerini oluşturur.

Uğur Böcekleri Hakkında Bilgiler

Uğur böceği (Coccinellidae), çok yaygın olarak görülen, kırmızı kanatlı bir böcektir. Uç uç böceği de denir.

Büyük bir kısmı renklidir. Üst kanatları kırmızı ya da sarı üzerine siyah noktalı ya da tersi, yani siyah zemin üzerine kırmızı ya da sarı desenlidir. Tropiklerde mavi ve yeşil renklerine de rastlanır. boyları yaklaşık 0,5 cm. Olan bu familyaya ait hayvanların yarım küre şeklinde görünen vücutları çok tipiktir. nadiren hafifçe oval olurlar. ancak Asya’daki bazı türler 1 cm.’nin üzerine çıkar. Türkiye'de coccinella septumpunctata, adalia bipunctata ve coccinella quinquepunctata en yaygın olanlarıdır. Renkleri ve şekilleri nedeniyle Türk halkınca sevilir ve uğurlu sayılırlar.

Epilachninae altfamilyası hariç, diğerlerinin hepsi yararlı böceklerdir. Larvaları ve erginleri yaprakbitlerini ve koşnilleri büyük sayıda yediklerinden biyolojik mücadelede kullanılır. birkaç türü larva iken yaprakbiti, ergin iken öncelikle mantar yerler.
İyi uçarlar, rahatsız edildiklerinde yere düşerler ve çok defa bacaklarını vücuda toplayarak ölü taklidi yaparlar. Kışı birçoğu bir arada ergin olarak geçirirler. İlkbaharda yumurtalarını yaprakların altına ya da kabukların yarıklarına bırakırlar. Larvaları yumuşak derili, çok defa renkli desenli, çok hareketlidir. Genellikle dört defa deri değiştirirler. Gelişme süreleri 30-60 gündür. Senede iki döl verirler. Yumurtalar çoğunluk yaprakbiti kolonilerinin civarına bırakılır. Larvalarda negatif ve pozitif geotaksi çok iyi gelişmiştir.

Denizanası Hakkında Bilgiler


Denizanası veya Medüz, Hydrozoa ve Scyphozoa sınıflarında bulunan, serbest yüzen deniz hayvanı.


Medüzler, yassılaşmış ve yüzmeye uyum yapmış polipler olarak tanımlanabilirler.
Vücut şekli çoğunlukla yayvan ya da kubbeli bir şemsiye şeklindedir. Poliplerden daha karmaşık yapılı canlılardır. Yüzme organı olarak bir şemsiye gelişmiştir. Bu organ sayesinde hayvan ileriye doğru hareket eder.


Medüzlerin beyinleri yoktur. Bunun yerine sinir sistemleri ışığa ve kokuya duyarlı şekilde evrimleşmiştir. Küçük balıklarla ve diğer küçük deniz canlılarıyla beslenirler. Vücutları hidrodinamik olmadığı için yavaş yüzerler ve avlarını yakalamalarına yardımcı olacak şekilde bir dalgalanma yaratırlar.

Kedi Hakkında Bilgiler

Kedi (Felis silvestris catus), kedigiller (Felidae) familyasından evlerde beslenebilen, küçük, memeli, avcı ve etçil hayvanlar. Zaman zaman bitkisel gıda tüketebilirler.
Evcil memeliler, yabanıl kedigil türlerine özgü fizyolojik özelliklerin pek çoğuna sahiptir. Ortalama ağırlığı 2.7 - 4.5 kg arasında değişmekle birlikte, soyu karışık olanlar arasında 12.5 kg'a ulaşanlar ender değildir. Ortalama vücut uzunluğu erkeklerde 70, dişilerde 50 cm'dir. Evcil kedi soylarının büyük bölümü kısa tüylü, Ankara ve İran kedileri ise uzun tüylüdür; ayrıca, bir İngiliz soyu olan Rex kedisi'nin tüyleri ise kıvırcıktır. Kediler genellikle siyah, sarı, boz ve beyaz renkli ya da bu renklerden birkaçıyla alacalıdır. Tekir denilen siyah çizgi ve benekler ile bezenmiş kedilere oldukça sık rastlanır. Üç renk ile alacalanmış kedilerin pek azı erkek olup, bu erkeklerin ise hemen hemen tümü kısırdır, Ankara kedisi gibi mavi gözlü, uzun beyaz tüylü kedilerin çoğu ise sağırdır.

Kedinin üst çenesinde 16, alt çenesinde 14 diş bulunur. Toplam sayısı 24 olan sütdişleri, yaklaşık beşinci ayda yerini kalıcı dişlere bırakır. Öbür kediler gibi ağızları yalnız dikey yönde hareket ederek besinleri tutmaya, kesmeye ve parçalamaya, fırçaya benzeyen dilleri sıvıları içebilmeye ve fırçalanarak temizlenmeye yarar.
Kedilerin özelleşmiş yapılarından biri de, keskin ve sivri tırnaklarla donanmış güçlü pençeleridir. Pençelerinde, tırnakları içeriye çeken bir mekanizma bulunur. Parmak ucunda tırnağı taşıyan kemik, eklemlendiği kemiğin ucunda dönerek tırnağın içeri çekilmesini ya da dışarı çıkarılmasını sağlar. Tırnakları kılıfından çıkarma hareketi, aynı zamanda iki misli genişlettiği pençeyi etkin bir silaha dönüştürür.

Aslanlar Hakkında Bilgiler

Afrika aslanı, savanların en büyük yırtıcısı, dünyanın en büyük ikinci kedisi gibi unvanları elinde bulunduran 4 büyük kediden bir tanesidir.Ayrıca Saldırgandır. Erkek aslanın boyu, 90 cm’i kuyruk olmak üzere 2,70 metreyi, ağırlığı ise 250 kiloyu bulabilir. Dişiler ise bunun nerdeyse yarısı kadardır. Postu kahverengimsi sarıdır. Erkeğin yelesi kahverengimsi sarıdan siyaha kadar değişir. Geniş alınlı, güçlü çeneli, uzayıp çekilebilen tırnaklı, sarımtırak kısa ve yatık tüylüdür. Kuyruğunun ucu püsküllüdür. Erkek aslanın başının etrafı uzun ve güzel bir yele ile süslüdür. Omuzlarının üzerine kadar dağılan bu perçem, kızdığı zaman kabarır. Çok güçlü ve cesur olduğundan dolayı hayvanların kralı olarak adlandırılır. Yeryüzünde kaplanlardan sonra en büyük kedidir. Vahşi hayatta bilinen en güçlü ikinci kedidir. Korkunç kükremeleri 5 km ileriden duyulabilir.


Düşmanları
Afrika aslanının gücüne rağmen birçok düşmanı vardır. Av esnasında zebralar sert bir çifte atarak aslanın dişlerini kırabilirler. Bu durumda aslan, küçük kemirgenlerle beslenmek zorunda kalır. Ayrıca gnu, beyaz antilop, bufalo gibi güçlü boynuzları olan avlarından ağır bir boynuz yarası alabilirler. Bu yara onları doğrudan öldürebilir ya da enfeksiyon kapmasına neden olur. Yani her iki durumda da aslanın hayatı tehlikeye girer. Ya da avlarını almak isteyen benekli sırtlanlar onlar için tehlike arz edebilir. 5-6 dişi aslanın avladığı ava üşüşen 10-15 sırtlan onların yemeğini kapmakla kalmaz, onlara ağır yaralar da verebilirler. Ayrıca bazen bunu doğa yapar. Ağaca tırmanan bir aslan inerken sivri dallara takılarak can verebilir.